16. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi sona erdi

12 Aralık 2010, Pazar

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon topluluğa hitap ediyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında her yıl düzenlenen iklim değişikliği zirvesi bu yıl Meksika'nın Cancún şehrinde yapıldı. Ülkelerin sera gazı salınımlarını düşürmeyi ve küresel ısınmanın etkilerini azaltmayı hedefleyen zirveye 15 bin civarında delege katıldı.

2009'da düzenlenen iklim zirvesi büyük beklentiler ile başlamış ancak açıklanan sonuç metni sivil toplum kuruluşları ve çevreciler tarafından hayal kırıklığı ile karşılanmıştı. Geçen yıl Kopenhag'daki zirvede öncülüğü üstlenen Avrupa, dünyanın en büyük karbon emisyonuna sebep olan ABD'yi ikna edememiş ve karbon piyasası, emisyon azaltma gibi somut hedeflere varılamamış, geleceğe yönelik öngörüleri kapsayan "Kopenhag Mutabakatı" imzalanmıştı.

Bu yıl Meksika'da düzenlenen zirvede öncelikli olarak süresi 2012'de sona erecek Kyoto Protokolü sonrası ne olacağı ile ilgili bir karar belirlenmesi ve geçen yıl Kopenhag'da uzlaşıya varılamayan konularda nihai sonuçlara ulaşılması bekleniyordu. Zirve öncesi Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Başkanı Christiana Figueres şu açıklamayı yapıyordu:

Cancún Zirvesi’nde hükümetlerin, iklim değişikliğine uyum önlemleri, transfer teknolojisi ve ormanların korunması konusunda anlaşabilmeleri gerekli. Aynı şekilde uzun vadeli finansmanı düzenleyen Uluslarası İklim Koruma Fonu konusunda da görüş birliğine varılacağını tahmin ediyorum. Bu konularda, hâlâ büyük politik engellerin olduğunu düşünmüyorum. Kaynak: Deutsche Welle

Konferans süreci

Konferansın ilk tur görüşmelerinde hükümetleri temsilen heyetler arası görüşmeler gerçekleşti. İlk tur görüşmelerinde bir uzlaşıya varılamadı. Bunun en önemli sebeplerinden biri taraf ülkelerin karbon emisyonu konusunda ne kadar yükümlülük alacağı konusundaki anlaşmazlık olarak görülüyor. Avrupa Komisyonu İklim Eyleminden Sorumlu Üyesi Connie Hedegaard ise Avrupa Birliği'nin değişiklik için hazır olduğunu ancak ABD ve Çin gibi bazı önemli ekonomilerin aynı adımı atmaya hazır olmadıklarını belirtti.

Görüşmeler sonucunda en geç 2020 yılına kadar "Yeşil İklim Fonu" kurulması ve yoksul ülkelerin desteklenenmesi için taraf ülkelerin 100 milyar dolar aktarması kararlaştırıldı. Bunun yanında tropikal ormanların daha iyi korunmasının ve temiz enerji teknolojilerinin destekleneceği açıklaması yapıldı. Ancak alınan kararlar arasında ülkelerin karbon salınım oranlarında düşüşler bulunmuyor. Kyoto Protokolü sonrası ne olacağı konusundaki belirsizlik ise gelecek sene Güney Afrika'nın Durban kentinde gerçekleştirilecek konferansa ertelendi.

Eleştiriler

Konferansın düzenlenmesi için ortaya çıkan karbon miktarı, ortalama bir Afrika ülkesinin iki haftalık karbon emisyonu seviyesinde. Geçen yıl Kopenhag'daki iklim konferansı 5 bin ton karbon emisyonuna sebep olmuş fakat konferansta gelecek için somut bir karar alınamamıştı.

Konferans devam ederken başta Greenpeace başta olmak üzere çevre örgütlerinin eylemleri de oldu. Greenpeace aktivistlerinin oluşturduğu bir grup Cancún'daki bir sualtı müzesine giderek su içinde eylem yaptı. Aktivistler bunun yanında Özgürlük Anıtı, Tac Mahal ve Eyfel Kulesi gibi dünyanın tanınmış anıtlarının modellerini su altına batırdı. Eylemcilerin amacı acil olarak önlem alınmazsa kıyı bölgelerde yaşayan milyonlarca kişinin sel altında kalma tehlikesine dikkat çekmekti.

İlgili haberler

Kaynaklar