Soner Yalçın'a polis baskını

15 Şubat 2011, Salı

14 Şubat 2011 sabah saat 06.00’da özel yetkili Cumhuriyet savcısı Zekeriya Öz'ün emriyle, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda, Odatv’ye, imtiyaz sahibi Soner Yalçın ile genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan, haber müdürü Barış Terkoğlu ve Odatv editörü Ayhan Bozkurt’un evlerine baskın yapıldı. Soner Yalçın'ın evini arayan polis bazı kitaplara, multi medya disklere ve not defterlerine el koydu. Bilgisayar hard-disklerini kopyaladı. Ve Soner Yalçın ve diğer yöneticiler göz altına alındı. Aramalar, “Ergenekon terör örgütü üyeliği” ve “halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek” suçlamaları ile yapıldı.

Odatv internet sitesi siyasi içerikli haberleriyle biliniyordu. Yapılan bu gözaltı çeşitli kesimlerden tepki gördü. Radikal gazetesi yazarı ve Soner Yalçın'ın eski arkadaşı ve ortağı Cüneyt Özdemir yazısında basın özgürlüğünün tehlike altında olduğundan bahsetti. Ve şu sözlere yer verdi; "Bir gazeteciyi yaptığı haberlerden dolayı beğenmiyorsanız demokratik bir ülkede izleyeceğiniz yol bellidir: Mahkemeye gidip dava açarsınız. Eğer dava açmayıp evine, işyerine baskın yapıyorsanız zannetmeyin ki başı belada olan bir tek o gazetecidir." Aynı zamanda gazeteci Emin Çölaşan'da Soner Yalçın'a destek oldu.

Gazeteci Nazlı Ilıcaklı, iktidarın "Ergenekon" gerekçesiyle muhaliflere gözdağı verdiği inancı yaygınken, Oda TV'ye baskının, yanlış bir uygulama olduğundan bahsetti. Vatan gazetesi yazarı Ruhat Mengi olaya köşesinde yer verdi. Ve Odatv ile Ergenekon delillerini sakladığına ilişkin iddiaları yazısında mantıksal olarak çürüttü. Aynı zamanda Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Odatv sitesine yapılan baskının ileri demokrasilerin basın özgürlüğü ölçütleri ile bağdaşmayan bir durumunu olduğunu anlattı. Yargı-Sen kurucu başkanı ve aynı zamanda yargıtay cumhuriyet savcısı olan Ömer Faruk Eminağaoğlu, bunu basına yönelik bir saldırı olarak görerek basına yapılan saldırıları kınamak için tüm kitle örgütlerine açık çağrı yaptı.

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ergenekon'dan kaynaklı bu baskından bahsederek "Nerede örgüt, bende üye olayım" dedi. Ayrıca olay hakkında şu açıklamalarda bulundu: "Odatv, yazılmayanları yazan, doğruları yazan bir site. Doğruların yazılmasına tahammül edemeyen tarafından cezalandırılmak isteniyor. Ben oradaki bütün yürekli insanlara en içten selamlarımı gönderiyorum. Hayata doğru pencereden baktıkları için, ülkeyi doğru pencereden yorumladıkları için, baskılara teslim olmadıkları için bunlar oluyor." Aynı zamanda CHP İzmir milletvekili Selçuk Ayhan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, "Hükümetiniz döneminde muhalif düşünceleri ile bilinen kaç bilim adamı, akademisyen ve gazeteci gözaltına alınmış veya tutuklanmıştır" sorusunu yönelterek TBMM'deki soru önergesiyle olayı meclise taşıdı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olaylar hakkında, bu işleri hükümet ile ilişkilendirenlerin hezeyan içinde olduklarından bahsetti. Kimsenin hükümeti bu tür spekülasyonlara alet etmeye çalışmaması gerektiğinden bahsetti. Akşam gazetesi yazarı Nagehan Alçı yazısında Odatv sitesinde tetikçilik, manüpilasyon ve hedef gösterme yapıldığını iddia etti.

Amerikan gazetesi The New York Times Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Doğruların yazılmasına tahammül edemeyen tarafından cezalandırılmak isteniyor" sözüne ve Cemil Çiçek'in olayların hükümetle alakası olmadığı sözlerine yer vererek Ergenekon soruşturmasında gözaltılardan bahsetti.

Kaynaklar